PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : sevda


admin
03 Mart 2021, 12:40
sevda...artık elimdeydi sevda ve onunla istediğim gibi oynayabilirdim. oynuyordum da zaten ama düşünmeden edemiyordum. neden bu kadar kolay olmuştu? neden kendini bu kadar rahat sunmuştu? fizik olarakta tip olarakta pek güzel sayılmazdı ve ondan baya üstündüm ama sonuçta o kızdı ve daha nazlı olmalıydı. bu düşünceler içerisinde onu evine yakın bir yere bırakıp köye döndüm. sözlüm ve ablası beni bekliyorlardı. baya geç kaldın, işler yolundaydı heralde filan gibi bişiler söyledi. ablası ise oldukça tedirgin bir şekilde bakıyordu. 'acaba kuş kafesten uçuyor mu'? kafasın da bu vardı.sözlüm çay getirmek için içeri girince ablasının bacaklarını sıktım ve 'merak etme, seni bırakmam/bırakamam' dedim. yüzü gevşemişti. 'bu akşam rakı al da gel, enişten ile demlenin' dedi. tamam dedim. içim bi hoş olmuştu. yaşça benden baya ilerde ve torun torba sahibi bu kadın ile bu cinsel yakınlaşma heyacan veriyordu. ona dokunmak, sevmek/okşamak ve öpmek ve koklamak uçuruyordu beni. biraz sonra gidecektim ve rakı-muhabbet fasılndan sonra yaşanan o 'meşhur' olay yaşanacaktı. hani şu, kanapede kaşınma bahanesiyle şalvarını kalçasının altına indirip kıçını ve sağ dizini göbeğine doğru yukarı kaldırıp aradan amını gösterdiği olay. (meşhur diyorum çünki baya mesaj geldi ve tepkilerden hikayemizin o bölümünün sırf bu olay yüzünden çok çarpıcı olduğunu anladım bu davetten sonra hanife abla evine gitti. sözlüm ile baş başa kaldık ve tabii ki sözlüm bu gün ne olduğuna dair beni sıkıştırıyordu. denizdeki anlattım her şeyi. -ne çabuk yanıştın bu kız ile sen böyle-tesadüf!-hiç bişi tesadüf değildir!. onu ayarttığına eminim-hee, oda hazırda beni bekliyordu. gelsin tavlasın diye-pek güzel değil ve ayrıca beden olarak ta hımbıl. oğlanların çok ilgisini çektiğini sanmıyorum.-haksızlık etme! o kadar da kötü değil-güya araba tamirdeymiş te, onu alacakmışta...!eğildikçe t-shirt'ün üstünden şeftali büyüklüğünde ki o bembeyaz memeleri fırlayacak gibiydi.anladı ve içeri gitti. bende peşinden tabi. t-shirt'ünü memelerinin üstüne kıvırdı ve çıplak memelerini ağzıma dayadı.pembecik meme uçlarını iştah ile emmeye başladım. kendinden geçmişti. ben memelerini emerken kendi de amını ovuyordu. şalvarını dizine indirdi ve ıslak amını ağzıma dayayıp amımı da em dedi. -dilini sok-tamam aşkım-iyice sok, geliyor-tamam aşkım- yok olmayacak, sikini çıkar. tamam böyle işte. sik şimdi.sırtını duvara dayamış ve amını öne çıkarmıştı. sikimi kendi eliyle amına sokmuş ve sik demişti, sik şimdi. 5-6 kez girip çıktım ve fazla dayanamayıp bıraktı kendini. ben sikimi yıkarken oda amını yıkadı ve üstünü başını düzeltip hadi dedi, gidelim ablama. hanife ablaya vardığımızda vardığımız da ızgara kokusu geliyordu. gelirken getirdiğim kıymayı yoğurmuş, köfte olarak hazırlamış ve ızgaraya atmıştı. - aaa, hani rakı?- şimdi alır gelirim abla-bırak sen, enişten gider alır-ben alırım abla ya, adama yük olmayalım- senin bu günler masrafın çok oluyor. daha da olacak.biz hanife ablayla bunları konuşurken kocası bir çırpı da çıkıp gitti. sözlüm ve nişanlı yeğeni derya sofrayı hazırlamak ile meşguldüler. ben mangalın tam karşısında bulunan helaya yöneldim. karşısında ama 15 metre kadar uzağında. helanın kapısı mangala dönük olduğundan sadece hanife abla görebilirdi.helaya girince yan döndüm ve sikimi çıkarıp işemeye başladım. hanife abla yandan görüyordu. bir an göz göze geldik ve hınzırca gülümsedi. bu arada kocası geldi ve ilk kadehlerimizi doldurmaya başladı. yemek öncesi birer tek atalım, iştahımız açılır. öyle de yaptık. öte yandan hanife abla köfteleri pişirmiş ve masaya koymuştu.salata ve bir kaç çeşit meze eşliğinde demlenmeye başladık.deryaya sımsıkı aşık olan ve elbette ortamı kıskanan nişanlısı kaynanasından yani hanife abladan telefon ile aldığı izinle ortama katılmıştı. oda katılınca rakımız azaldı. derya nişanlısına, git len bi büyük te sen getir dedi ve derdemez nişanlısı, tamam aşkım deyip fırladı. yaaa, aşk böyle bişi işte! aslında rakımız bitmemişti, sadece yarıyı biraz geçmişti. geçmişti ama babası da kendinden geçmeye başlamıştı. belli ki içkiye dayanamıyordu.sözlüm yedek kadehe bir kadeh doldurdu ve bir yudum içti. sonra derya ya uzattı kadehi, oda içti. en son hanife abla da bir yudum aldı ve nefis bir muhabbet başladı. bayanların da katıldığı rakı masası çok renkli oluyor. derken deryanın nişanlısı geldi. derya geçiktin deyince ana asfalt girişindeki markete tavuk kanadı almaya gittim, ondan dedi. derya nişanlısına teşekkür ederken annesi hanife abla da ateşi yeniden canlandırdı ve kanatları ızgaraya sıralamaya başladı. köfte, kanat ve rakı eşliğin de nefis muhabbet yeniden başladı. başladı da, dikkat ettim, nişanlısı varken ne derya ne de annesi rakı içmiyordu. benimki arada ufak yudumlar alıyordu. şu/bu derken birinci şişeyi bitirdik ve ikinciyi açtık. bu arada muhabbet de derinleşmişti. söz bizim nişan ve nikah olayına gelmişti. zaten alışverişin çoğunu tamamladığımız için iki gün sonra köy okulunun bahçesinde yapma kararı aldık ve nişan olayını halleddikten sonra da bir kaç gün dinlenip nikah olayına başlayacaktık. hanife ablanın neşesi iyice artmıştı. çok mutlu görünüyordu.vakit epey ilerlemişti ve ve hanife abla sözlüme hadi siz gidin artık, bunlar da kadehlerini bitirip istirahat etsinler. yarında beraber ilçeye gidip kalan eksiklerimizi tamamlayalım dedi. derya annesine bende teyzemle gidebilirmiyim deyince hanife abla damadına dönüp, bunlara yoldaş ol sen de dedi ve hepsini beraber kaynanaya yolladı.hanife abla, kocası ve ben kalmıştık. gerçi kocası kendinden geçmek üzereydi ve çok geçmeden kanapede yığılıp kaldı.hanife abla ile içeri taşıdık. hanife abla tamam sen çık ben hallederim gerisini deyince umutlarım sönmüş bir şekil de masaya geri döndüm. sonrasın da o malum olay yaşandı. hanife abla kanapede sürekli oturuşunu değiştiriyordu ve en sonunda iyice kuyuya çekildi ve kaşınma bahanesiyle şalvarını külotuyla beraber sıyırdı ve kıçını gösterdi. ben şok halinde bu görüntünün etkisindeyken daha beterini yaptı ve bacağını karnına doğru çekip amını açtı. tüm mahremiyeti karşımdaydı ve ben heyacandan kalp krizi geçirmek üzereydim. o ise sabit bir şekil de bana bakıyordu.sanırım tepkimi ölçüyordu. tam o esnada mesaj geldi. sevdadandı. içimden,lanet olasıca kız dedim, bu an da mesaj olurmu? üstelik bu saat'de. yarın buluşalım diyordu. tamam dedim ve kapattım. tam hanife abla ile yeniden muhabbete başlamışken yine attı. - ne o acelen var gibi? - yok canım sana öyle gelmiş- hmm, neyse tamam öyleyse. yarın alacakmısın beni?- emrin olur sultanım. senin gibi arzulu, istekli bir kıza hayır demek ne mümkün. yalnız merak ettim, bu saat'de nerden aklına geldi?-çok azdım ve masturbasyon yaptım. seni hayal ederek tabi.- çok açık sözlüsün kız!-öyleyimdir! sonuçta öyle ya da böyle yapacağım bir şey için niye naz yapayım'ki?-doğru diyorsun kız..bak bende azdım şimdi. iştahımı yarına saklayayım değil mi?-hehe, evet canım, aynenbuluşma yerimizi ve saatini yeniden teyit ettikten sonra telefonu kapadım. yazışmanın uzaması hanife ablayı kuşkulandırmıştı. o sormadan ben söyledim. benimkiler dedim. nişanı soruyorlar. hmm, tamam dedi. sonrada ortalığı toplamaya başladı. hal ve hareketlerinden pek inanmadığı belli oluyordu. hatta masayı toparlerken bana bile fazla yanaşmamaya özen gösteriyordu. amannn neyse dedim içimden ve sevdayı düşünmeye başladım. itiraf edeyim ki pek te dengim olmayan bu kızla sırf o büfecinin torunu diye ilgileniyordum. bu çirkince kız sırf sözlümün ağzına veren ve muhtemelen önceki zamanlar da siken adamın torunu olduğu için heyacan veriyordu. iler de büfeci dayıyla paylaşacak çok anımız olacaktı!!